Dikkat! Bilgilendirmek isterken çocuklarda kaygı yaratabilirsiniz…
Anne babalar haberlerden uzak tutulmak isterler ama çocuklar deprem gerçeğiyle de yüzleşirler. Beyin sarsıntısının çocukların yaşına ve gelişimine uygun olarak anlatılması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, şu anda mantıksal zeka becerileri gelişmemiş 2-7 yaş arasındaki çocuklarda beyin sarsıntısı konusunda farkındalık yaratmaya çalışmanın sıkıntı yaratabileceğini söylüyor. onlarda bozukluklar. Beyin sarsıntısının çocuklara oyunlarla anlatılabileceğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuklara önce ebeveynleri tarafından anlatılmalı ve güvende hissettirilmelidir. Ebeveynler, çocuklar yanlarındayken yaptıkları yorumlara dikkat etmeli ve çocuklara duygularını ifade etme fırsatı verilmelidir. “Normal yaşam rutinleri sürdürülmeli ve isterlerse yardım gönderebilecekleri söylenerek yapıcı seçenekler sunulmalıdır” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, sarsıntının çocuklara anlatılması ve çocukların deprem haberlerinden endişe etmemesi için tavsiyelerini paylaştı.
Yaş ve gelişime göre bilgilendirme yapılmalıdır.
Çocuklar uzak tutulmak istense de beyin sarsıntısı gerçeğiyle herkesin karşı karşıya kaldığını belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocukların bilişsel gelişimine uygun hareket ederek yaklaşım sergilemek yetişkinlerin sorumluluğundadır. Bu nedenle çocukların yaşlarına ve gelişimlerine uygun olarak durumun paylaşılması uygun olacaktır. Evde haber kanalları açıkken ve tüm aile merakla öğrendiklerini yakınlarıyla paylaşırken, çocuklarımızı bu durumun dışında tutmak pek mümkün değil.”
Anksiyete bozukluğu 2-7 yaş grubunda ortaya çıkabilir
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, 2-7 yaş arasındaki erken dönemdeki çocukların mantıksal düşünme becerisinin şu anda gelişmediğini hatırlatarak, “Bu nedenle bu yaş grubundaki çocuk maruz kalmamışsa, durumun farkında değil, deprem ve yaşananlar hakkında detaylı bilgi vererek farkındalık yaratmaya çalışmak edindiği bilgileri kazandıracaktır. Henüz bunu işleyemeyecek ve anlamlandıramayacak olan bu yaş grubu, çocuklarımızda kaygı bozukluklarına neden olabilir.
Deprem oyuncaklarla anlatılabilir
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, depreme ya da depremin görüntülerine, görsellerine ya da haberlerine maruz kalan bir çocuğun bu durumu anlamlandırması gerektiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
“Bu durumda soyut muhakemesi yeterli olmayan çocuklara bu kavramı somut olarak anlatmak faydalı olacaktır. Çocuklara ulaşmanın en hızlı ve etkili yolu oyundur; Bu nedenle depremin oluşumunu ve etkilerini lego gibi basit oyuncaklar ve bloklar kullanarak anlatmak çocuğun durumu anlamasına yardımcı olur. Kolay bir dille, dünyamızdaki doğa olayları örneklendirilerek, gün doğumu, şimşek, kar ve yağmur gibi depremlerin yeryüzünde doğal bir olay olan sarsıntılar olduğu açıklanabilir. Bilinmeyen her birimizde olduğu gibi çocuklarımıza da panik yaşatıyor, durumu ne kadar bilinir hale getirirsek çocuklar da o kadar özgüvenli hissedecekler.”
Duygularını ifade etme fırsatı verilmelidir.
Duydukları ve tanık oldukları karşısında kaygı ve kaygı yaşayan çocuklara duygularını yaşama fırsatı verilmesi gerektiğini vurgulayan Ergür, “Çocuğumuzun duygularını anlaması ve ne yapmak istediğinin farkına varması çok değerli. hissetmek normaldir ve kendi duygularımızı paylaşmaktır. Olanlardan dolayı üzgün olduğumuzu paylaşmak, çocuğumuzu endişelendirmek yerine rahatlatacaktır. Anne baba olarak yanlarında olduğumuzu, onları koruyabileceğimizi, iman için aldığımız tedbirleri, evimizin sağlam ve güçlü olduğunu, iman sahibi olduğumuzu paylaşmak çocuklar için rahatlatıcı ve sakinleştirici olacaktır.
Çocuklara bunu yapan seçenekler sunulabilir.
Her ne kadar çocuklarımızı her türlü olumsuz durumdan korumak istesek de, ileri yaş grubundaki çocuklarımızı böylesine büyük bir felaketten tamamen habersiz tutmanın imkansız ve gerçekçilikten uzak olduğunu belirten Ergür, “Yapılması uygun olur. durumu çocuklarımızın yaşlarını dikkate alarak kısa ve öz bir şekilde anlatınız. Bu sayede çocuklarımız ağrının varlığından haberdar olmanın yanı sıra ağrıyla baş etmenin sağlıklı yollarını öğrenebileceklerdir. Yaralanan insanlar için üzgünüz, onlar için dua edip yardım gönderebiliriz, imkanlarımız dahilinde yapıcı seçenekler sunabilir ve bunları birlikte uygulayabiliriz” dedi.
Ebeveynler yorumlarına dikkat etmelidir.
Çocuklarımızın en temel ihtiyacının inanç duyabilmek olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu nedenle çocukların yanında olan ve düzenlemeye ihtiyaç duyan ebeveynler veya bakıcılar için çok daha değerlidir. kendi duygularına, kendi tepkilerine dikkat etmeleri. Yetişkinler olarak kendi duygularımızı düzenleyebilmek hem çocuklarımız hem de kendimiz için çok değerlidir. Yaşadığımız bu şiddetli felaketin ardından kalbimiz bu bölgede atıyor ama çocuklarımız yanımızdayken haberleri sınırlandırmak ve çocuklarımızın bu haberlere maruz kalmalarını engellemek yerinde olacaktır. Ayrıca çocuklarımızın yanında neler olduğu ve kendi korkularımızı nasıl yansıttığımızla ilgili yorumlarımıza da dikkat etmemiz gerekiyor.”
Rutinleri korunmalı, imanda olduklarını hissettirilmelidir.
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, her yaş grubundaki çocukların rutinlerini mümkün olduğunca korumaya çalışmamız gerektiğini vurgulayarak, “Kendini güvende hissetmeyen bir çocuğun yemek yeme gibi rutinlerinde ağlama ve beklenmedik sinirlilik sergilemesi, anne ve babasından ayrılması gerektiğinde uyuması ve oynaması, ailelere dikkatli olmalarını hatırlatan sinyaller olarak yorumlanmalıdır. . Biz ebeveynler, çocuklarımızın temel ihtiyacı olan güvenlik duygusuna destek olmak için sakinliğimizi koruyarak güven verici pekiştirmeler sağlamaya çalışmalıyız. Çocuklarımızı taşıyabilecekleri zorluk derecesinde yarışmalarına izin verirsek, onları sevgiyle kucaklayarak onlara iman hissettirebilirsek, baş etme becerilerini geliştirmiş ve hayata hazır olmalarına destek olmuş olabiliriz. Doğru yönetilemeyen durumlarda profesyonel bir temele oturmak, oluşabilecek daha büyük sorunların hızla önüne geçmemizi sağlayacaktır.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
haberergene.xyz